2 Nisan 2011 Cumartesi

Doğum Çeşitleri Sezeryan mı ? Vajinal Doğummu?

Vajinal Doğum mu Sezaryen mi?

Doğum belki de hayat boyu yapııacaK en ilginç ve riskli yolculuktur. Başarılı bir doğum için çok kuvvetli rahim kasılmaları ile rahim ağzı açıklığının sağlanması ve aynı zamanda kemik yapı ve fetus boyutlarının birbiriyle uyumlu olması gerekir. 1970′li yıllardan itibaren bütün dünyada sezaryen oranları dramatik olarak artmıştır. Bu durumun olası nedenleri arasında ilk gebeliklerin ileri yaşta olma oranının artması, yaşam stillerinin değişmesi, kadınların bu konudaki eğitim düzeylerinin artması, vajinal hasar olmasını istememeleri ve ağrı çekmek istememelidir. Bu nedenlerden dolayı hastalar artık elektif sezaryen istemekte ve doktorların bir kısmı da bunu desteklemektedir. Bu nedenle son 20 yıldır sezaryen oranlarını düşürmek ulusal politikalardan birisi haline gelmiştir.

A)Bebek İçin Doğum Yöntemlerisin Etkileri:
Bebek için, doğum eylemi çekmeden planlı sezaryen yapılması mı, yoksa doğum eylemi çekerek vajinal doğum mu yapması yararlı tam olarak bilinmiyor. Ancak bu konuda yapılan çalışmalar bazı konularda vajinal doğumun üstünlüğünü belgelemektedir.
-Sezaryen doğumlardan sonra yenidoğanlarda daha sık solunum sıkıntısı görülür.
Sezeryan Doğum
Sezeryan Doğum
Bunun olası nedenleri arasında; cerrahide, vajinal doğum esnasında göğüs kafesine olan baskı olmadığından amnion sıvısının ve kanın nefes borusuna kaçması olabileceği gibi sezaryen sırasında plasentanın kanlanmasının yeteri kadar olmaması olabilir. Bu durum özellikle doğum eylemi çekmeden yapılan ve normal doğum zamanından uzak haftalarda yapılan planlı sezaryenlerde daha sık görülür. Ayrıca doğum eylemi çeken ve stress çeken bebeklerde akciğer gelişimi daha iyi olur ve doğum sonrası solunum sıkıntısı çekmezler. Solunum sıkıntısı nedeniyle meydana gelen bebek ölüm oranları eylem öncesi yapılan planlı sezaryenlerde 35.5/1000 iken, doğum eylemi sırasında gerektiğinde yapılan sezaryenlerde 12/1000 ve vajinal doğumlarda ise 5.3/1000 oranlarındadır. Ayrıca risk planlı sezaryenlerde her erken hafta için 2 kat artmaktadır.Bu nedenle eğer planlı sezaryen yapılacaksa 39 haftadan sonra yapılması riski önemli miktarda azaltacaktır.
-Doğum eylemi yaşamış olmak bebekler için immünolojik
olarak yararlı bir süreç olabilir. Sezaryen geçirenlerde astım
görülme oranları 3 kat daha fazladır.
-İlk gebeliği sezaryen olanlarda ikinci gebelikte ölü doğum olasılığı daha fazladır. İlk sezaryen sırasında bazı büyük damarların bağlanma ve kan akımının bozulma olasılığı vardır ayrıca bir sonraki gebelikte plasenta yerleşiminde ve gelişiminde problemler olabilir ve bebeklerin anne karnında ölüm oranları artmaktadır. Ancak çalışmaların bir kısmı bu bulguları desteklememektedir.
-Acil sezaryenlerde ve özellikle makat gelişlerde fetal yaralanma riski yüksektir. Bu nedenle gebeliğin ve doğumun acil sezaryen gerektirmeyecek şekilde doğru değerlendirilmesi ve uygulanması gerekir.
-Planlı sezaryenlerden sonra yenidoğanın dış ortama nörolojik adaptasyonu vajinal doğum yapanlara göre daha geç olur.
B)Anne İçin Doğum Yöntemlerinin Etkileri:
Çalışmalar, annelerin büyük bir kısmının sezaryen değil vajinal doğum istediklerini göstermektedir. Anneler doğumun kendi kontrolleri altında olmasını istemekte ve anne-bebek ilişkisinin daha iyi olacağını düşünmektedirler.
-Doğum sonrası ilk birkaç saat anne-fetus ilişkisi açısından
önemlidir. Doğumdan hemen sonra cilt-cilde temas
yenidoğanın fizyolojik ve nörodavranışsal gelişimini, ileride
sosyal ilişki potansiyelini ve annenin süt üretimini olumlu
etkilemektedir.
-Sezaryende anne ölüm oranları vajinal doğuma göre 6 kat daha fazladır, bu nedenle böyle majör bir cerrahiye karar verirken bir kez daha düşünmeliyiz. Ayrıca bu cerrahi sonrası uzun vadede meydana gelebilecek uterus yırtılması ve plasenta yerleşim anomalilerine bağlı ölüm olasılıklarıda akılda tutulmalıdır.
-Vajinal doğum yapmak isteyenlerde ağrının azaltılması için epidural anestezi uygulanması güvenli bir yöntemdir. Ancak erken uygulanması durumunda sezaryen ve aletli doğum oranları artmaktadır. Aletli doğum eğer tecrübeli bir kadın doğum uzmanı tarafından yapılırsa sezaryen doğuma tercih edilir. Doğumda meydana gelen komplikasyonların çoğu genel anestezi kaynaklıdır.
-Vajinal doğumda da komplikasyonlar olabilir. Anal sfinkter yırtılabilir, doğum sonrası kanama meydana gelebilir.
-Vajinal doğum yapanlarda daha az ağrı olur ve daha çabuk ayağa kalkarlar.
-Sezaryenlerde doğum esnasında daha fazla kanama olur
ve kansızlık görülme olasılığı 4 kat daha fazladır.
-Seksüel açıdan başlangıçta iepisiotomi nedeniyle ağrı daha
fazla olmakla birlikte doğumdan 6 ay sonraki şikayetler
benzer oranlarda görülüyor.
-Uzun vadede vajinal doğum yapanlarda genital organların
sarkması ve idrar kaçırma şikayetleri ve bu nedenlerden
dolayı cerrahi geçirme olasılıkları daha fazladır. Ancak
sezaryen sonrası pelvik ağrı, plasenta anormallikleri, uterus yıryılması, kısırlık, dış gebelik, enfeksiyon gibi sorunlar daha sık görülmektedir.
Bütün bu bilgileri değerlendirdiğimizde kesin sezaryen gereksinimi (baş-pelvis uyumsuzluğu, fetal kalp seslerinin bozulması gibi) dışında annelerin vajinal doğum yapmaları sağlanmalı ve bunun için cesaretlendirilmelidir. Bu nedenle vajinal doğumu kolaylaştıracak ye tercih etmesini sağlayacak her türlü yönteme başvurulmalıdır. Annelerin doğum eylemi öncesi bunun için ruhsal ve fiziksel olarak hazırlanması, ağrı azaltılması için epidural anestezi kullanılması, doğum eyleminin daha rahat ilerlemesi ve bebeğin vajende daha Kolay kaymasının sağlanması için üretilmiş doğum jellerinin kullanılması yararlı olacaktır. Bu jellerin kullanımı ayrıca aletli doğum ve acil sezaryen olasılığını ve suni sancı gereksinimini de azaltabilir. Bu arada doğum eyleminin çok iyi takip edilmesi ve olası doğum eylemi sırasında çıkabilecek sorunların zamanında ve doğru olarak yönetilmesi gerekir. Sezaryen yapılması gereken gebeliklerin de klinik protokollere göre seçilerek yapılması, eğer bir şekilde planlı sezaryen yapılacaksa da mümkün olduğunca terme yakın yapılması gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder