11 Nisan 2011 Pazartesi

Bir Aşk... Bir ŞArkı...

Kalpten geçenleri öyle başka ifadeler ile dile getirebilenler var ki aramızda… ‘bunu beni düşünerek yazmış.. bir gece beynime girmiş ve dile getirmiş’ dediklerimiz.
Aşkımızı, nefretimizi..kırgınlıklarımızı, kızgınlıklarımızı, özlemlerimizi bizden daha iyi anlatan bize. Dinledikçe yön veren beynimize, duygularımıza ve bedenimize hatta.
Öyle şarkılar var ki, dinleyip yerimden kalkıpta gitmeme neden olan. Öyle dizeler oturtan yerimde kıpırdamama bile müsade etmeyen. Öylesine nakaratlar hüngür hüngür ağladığım….!
Kimin yok ki..!
Bugün, daha önce binlerce defa dinlediğim bir şarkıyı dinledim yine…
Aşkı.. aşıklık halini ifade edişi öyle içerilerden bir yerlerden geliyor ki…
Aşık olmayana ütopik…. olana derinden.
Ömrün aslında ne kadar da kısa ve yaşanılası olduğunu…
Kalbin elde tutulmadıkça uçup giden…
Kaybedilenin bir daha asla eskisi gibi olmayacağını…
Aşk’a düşmenin ne harika… ne harika … ne harikalığını…
Aşıklık ile sadece gözlerin değil, kalbin, ellerin, beyninde kör olabildiğini..

İçinde olanlar bilirler… kokusu.. tadı… dokusu vardır aşkın…
Elle tutulur, göz ile görünürlüğü vardır…
Öyle kendini kaybetmiş şuursuzluk hali değildir gerçek aşk..
Mantığın ile kalbin arasında gidip gelmezsin…
Ne üzülürsün, ne ağlayasın, ne acabaların vardır..
Kalbin, beynin, ayakların ve dilin kordine gider… hesaplaşmazlar asla…
‘Bu Aşk Mı…?’ cümlesi çıkmaz dilden…
Bilirsin… O’dur O…!
Belkide yıllarca bir sürü ilişki yaşayarak, 40′larında aşkı yakaladıklarından bahseden insanlara biraz kulak kabartmak gerek…!
Onların kullandıkları ifadelere dikkat kesilmek. Aslolanın ne olduğunu görebildiklerini fark etmeye çalışmak.
‘Dinginlik’ olarak tanımladıklarında aşkı, ‘Birlik’ diye bahsettiklerinde aşktan, yıllarca yakalamaya çalıştıkları ‘Biz’ kavramına sonunda sahip olabildiklerini görmeye çalışarak.
Uzun seneler harcanarak sahip olunabilen değil, uzun seneler sonunda aslında ne olduğunu fark edebilmek aşkın.
Bugün dinlediğim şarkı…
Bana bir arkadaşımın bir kaç yıl önce, aşıklık halindeyken, sevgilisi için hazırladığı bir videonun arkasına yerleştirdiği bir şarkı idi.
İlk duyduğumda gözlerimden akan yaşlara engel olamadım, olmakta istemedim aslında…!
Sonra fark ettim ki, aşkı böyle hissedememek ağlattı beni o anda…
Yıllar geçti ve bu şarkıyı belki binlerce defa dinlemeye devam ettim. Her dinlediğimde bambaşka bir şeyi fark ettim.
Ve bugün dinlediğimde fark ettiğim, aşık olmanın gerçekten bir saniye sürdüğü ama aşkın ne olduğunu anlamanın yılları ve yaşanmışlıklar gerektirdiği…
Eğer bir gün bir yerlerde;
kanınızda dolaşan alkol gibi ona sarhoş olduğunuzu…
kelebek kadar olan ömrünüzü yanında geçirmek istediğinizi…
zihninizi bir örümcek gibi ördüğünü…
nefes bile almadan sevdiğinizi fark etmenize neden dolan bir mırıldanış varsa dilinizde….
Bilin ki o şarkıyı dinlediniz.. ve aşkın ne olduğunu artık siz de biliyorsunuz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder